İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TEMEL İSLAM BİLİMLERİ
ANABİLİM DALI
İMAM BUHÂRİ’NİN “ EL-CÂMİ’US-SAHÎH” İNİN BÂB BAŞLIKLARI
VE
DİHLEVÎ’NİN “RİSALET’Ü
TERÂCİM-İ EBVÂB-I SAHÎH’İL-BUHÂRİ”
İSİMLİ ESERİNİN İNCELENMESİ
HAZIRLAYAN : MEHMET BAĞCI (2501120890)
DANIŞMAN : PROF. DR.
MUSTAFA ERTÜRK
İSTANBUL- 2012
ÖNSÖZ
Bu
çalışmamızda hadis ilminde sahih olarak tabir edilen hadisleri cem eden ve İslam aleminin kahir ekseriyetine göre ,
Kuran’ı Kerim’den sonra en sahih kitap olarak kabul edilen İmam Buhâri’nin (ö.256/870) el-Cami’us-Sahih
adıyla bilinen, Kütüb-ü Sitte’nin birinci sıradaki eserinin kendine has tasnif
edilmiş bâb başlıklarını inceleyeceğiz.
Çalışmamızın ilk bölümünde İmam Buhârî ve söz konusu eserimiz el-Cami’us-Sahîh’i
hakkında kısa malumatlardan sonra ikinci bölümde el-Cami’us-Sahîh’in bâb başlıklarının değerlendirmesini yapacağız.
Bâb başlıklarının incelenmesini de iki bölümde ele alarak ,birinci bölümde bâb
başlıklarının tertibi ile alakalı genel bir tespit ve değerlendirme, ikinci
bölümde ise Dihlevi’nin (1176/1762) Risalet‘ü Şerhu
Terâcim-i Ebvab-i Buhârî isimli eserinde İmam Buhârî’nin
el-Cami’us-Sahîhi’nin bâb başlıkları ile alakalı değerlendirmelerini
inceleyeceğiz.
GİRİŞ
Hadis tarihinde baktığımızda, hadislerin Hz.Peygamber’den sadır olması ve
bu sözleri sahabenin birbirlerine aktarma gayreti zamanla Hz.Peygamber’in sözlerini sonraki nesillere
ulaştırma gayretine dönüşmüş, buna paralel
olarak ashab, hadisleri
ezberleme ve muhafaza etmeye hassasiyet
göstermişlerdir. Bu çalışmalar tedvin ve tasnif dönemleri olarak daha
sistematik bir şekilde devam etmiş, bu
süreçler de hadis tarihinde ayrıntılı
olarak anlatılmıştır.
Hadis edebiyatını incelediğimizde, sahabe
dönemi dahil sonraki her dönemde sözlü rivayetlerin yanında yazılı metinlerin varlığı görülmektedir.
Sahabe döneminde yalnızca hafızalarına takviye olması gayesiyle yazılan
sahifeler Abdullah b. Amr b.As (ö.63) ’ın es-Sahifetü’s-sadıka’sı ve Ebu
Hureyre’nin (ö.57) talebesi Hemmam b.
Münebbih’in (ö.131/749) sahife’si gibi, daha sonra biraz daha geniş ele alınarak cüzler,
alâ’r-rical tasnif edilmiş müsnedler, alâ’l ebvâb tasnif edilen
musannefler câmiler, sünenler şeklinde tekamül etmiştir. Hadis tarihinde her
dönem bir sonraki dönemin tekamülü için basamak olmuş ve her dönemde önceki
dönemin yazılı ve sözlü rivayet ürünlerinden istifade edilmiştir. Her dönem kendi içindeki ihtiyaca göre
şekillenerek ürünler vermiştir. Mesela Ebu Hureyre vaktinin çoğunu Hz. Peygamber’in yakınında geçirdiği için
Hz.Peygamber’den duyduğu hadisleri ezberlemenin yanında, muhafazası için yazma
ihtiyacı hissetmiştir. Tedvin döneminde ise lugavi manada kullanılan Câmi
türü ürünler verilmiş burada her
musannıf kendine ulaşan hadisleri bir araya toplama gayreti içine girmiştir.
Tedvin faaliyetinde tekamülü ile birlikte hadislere daha çabuk ulaşmak ve belli konulara göre
tasnif etme ihtiyacı hissedilmeye başlanmış alâ’l ebvâb yani konularına göre
hadis kitapları telif edilmeye başlanmıştır İbn Ebi Şeybe’nin (ö.235/849) el-Musannef’i
gibi
Bu dönemde yetişen İmam Buhârî’de meşhur el-Cami’us-Sahîh’ini
telif ederken kendinden önceki
muhaddislerden çok daha kapsamlı bir tasnif yapmış, bu tasnif kendinden sonraki
muhaddisler de eserlerini el-Cami’us-Sahîh
ekseninde yapmışlardır. İmam Buhârî eserinde yapmış olduğu tasnifin
orjinalliğinin yanında, el-Cami’us-Sahîh’in bâb başlıkları da dikkat
çekici farklılık arzetmiştir. Bir çok muhaddis tarafından İmam Buhârî’nin el-Cami’us-Sahîh’inin bâb başlıkları
ile ilgili çalışmalar yapılmış olup çalışmamızın içerisinde bunlara da kısaca
işaret edeceğiz.
I.
İMAM BUHÂRÎ VE EL-CAMİ’US-SAHÎH İSİMLİ ESERİ
Araştırmamızın asıl konusu olan el-Cami’us-sahîh’in
bâb başlıklarının değerlendirmesine başlamadan önce, araştırmamıza konu olan kitabın uslûbu
ve müellifin hadis ilmine
vukûfiyyetini anlayabilmek için müellif
İmam Buhârî ve ölümsüz eseri el-Camiu’s-Sahîh’ini tanıyalım.
A.
İmam Buhâri ( ö. 256/870) :
Hadis ilminde meşhur olan İmam Ebu Abdullah Muhammed İbn İsmâ’il el-Buhârî
el-Cûfî, hicri 194 senesinde Buhara’da dünyaya gelmiş, on yaşında iken hadise
ezberlemeye başlamış ve ülkesinde bulunan muhaddislerden hadis ezberlemeye
başlamıştır. On bir yaşında iken ed-Dahili’nin ders halkasına katılmış ve orada
hocasının yanlışını düzeltmiştir.
İmam Buhâri on altı yaşında iken Abdullah
İ. Mübarek ve ve Vek’î b. Cerrah’ın kitaplarını ezberlemiş, daha
sonra annesi ve kardeşi ile birlikte hacca gitmek üzere yola çıkmıştır. On sekiz yaşında ise sahâbe ve tabîlerin kazâ ve kavillerini toplayan kitabını yazmış
daha sonra Hz. Peygamber’in kabri
başında meşhur et-Tarih’ul- kebir’ini yazmıştır.
İmam Buhâri hadis toplamak için bir çok
seyahatler yapmış, bu hususta “ Sehl b. Es-Sürrî Buhârî’nin şöyle dediğini aktarmış : “ Şam,
Mısır ve Cezire’ye iki defa, Basra’ya dört defa yolculuk yaptım. Hicaz’da altı
yıl kaldım. Kûfe ve Bağdat’a hadisçilerle birlikte kaç defa gittiğimin sayısını
bilmiyorum”.” [1]
demiştir
Hadisleri
ve senet ve metin olarak ezberleme ve sahîhini zayıfından ayırma hususunda İmam
Buhârî gibisi yoktur. Bir defasında dört yüz alim tarafından yüz hadisin
senetlerini birbirine karıştırıp İmam Buhâri’ye arz edilince hepsini doğru bir
şekilde düzeltip onlara okumuştur.
İmam
Buhâri tüm ömrünü hadise adamış olup bu konuda birçok eserler vermiş olup
Semerkanta iki fersah uzaklıktaki
Hartenk denilen yerde hicri 256 yılında 63 yaşında iken Ramazan bayramı
gecesi vefat etmiştir.
B.
El-Câmiu’s-Sahîh:
İmam
Buhârî hadis ilminde tasnif döneminin altın çağı denilebilecek bir dönemi
yaşamış olması ve kendisindeki hadis vukufiyetinin birleşmesiyle, ortaya İslam
dünyasında Kuran-ı Kerim’den sonra en güvenilir kitap olarak şöhret bulan es-Sahîh’ini telif etmiştir.
El-Câmi’us-
Sahîh olarak meşhur olan eserine İmam Buhâri el-Câmi’us-Sahîhu’l-Musnedu’l-Muhtasar
min Umûri Rasuli’llah ve Eyyâmih adını vermiştir. Eserde naklettiği hadis
sayısı mu’allak, mutâbî , şahid ve mevkuf olanlar dışında mükerrerle birlikte
7397 dir. Mu’allak , mutâbî , şâhid ve mevkûf
olanlar dahil edilirse, bu sayı 9000’i bulmaktadır. [2] İmam
Buhârî eserine aldığı hadisleri 600 bin hadis arasından seçtiğini 100 bin sahih hadis, ayrıca 200 bin illetli ve zayıf hadis
hıfzettiğini söylemektedir. Bu rakamlar da bize göstermektedir ki Buhâri eserini telif ederken sahih hadisleri
bir araya toplama gayesi gütmemiştir. Öyle olsaydı 100 bin sahih hadis
içerisinden eserine aldığı hadis sayısı
şu anki mevcuttan çok daha fazla olması gerekirdi. Bu husus bizim çalışmamızla
da alakalı olduğundan burada üzerinde durmayacağız.
II.
EL-CAMİU’S-SAHÎH’İN
BÂB BAŞLIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ VE “ RİSALET’Ü ŞERHU TERÂCİM-İ EBVAB’İL-
BUHARİ” İSİMLİ ESERİN İNCELENMESİ
A.
El-Câmiu’s- Sahîh’in Bâb Başlıkların Değerlendirilmesi
1.
İmam Buhârî’nin (ö.256/870) el-Câmiu’s-sahîh’ini telif sebebi ve metodu.
a)
Telif Sebebi
İmam Buhâri gerek kendisinden önceki müelliflerin, gerekse
kendi asrındaki müelliflerin yazmış olduğu eserlerde sahih, zayıf ve hasen hadislerin toplandığını ancak bunları
okuyanların , sahih hadis ile zayıf hadisi birbirinden ayıramadıklarını ifade
etmiş ve bunları birbirinden ayırmak için hadis alimi olmanın gerekliliğinden
bahsetmiştir. Ayrıca o güne kadar
toplanan hadislerin sadece sünneti muhafaza için bir araya getirilme gayretinin
sonucu olduğunu ve bu usulle yazılan eserlerden fıkıh ilminde faydalanmanın zor
olduğunu anlamıştır. Kendi dönemine kadar sadece metinleri ve senetleri
muhafaza gayretiyle yapılan çalışmaların bir takım hadis uydurma faaliyetlerine
de zemin hazırlandığını öne sürmüştür.
Bahsi geçen sebeplerden dolayı ve hocası İbn Rahuye’nin (ö.238/853) “
Hz.Peygamber’in sahîh Sünnet’ini özet bir halde içine alan bir kitap
yazmanı tavsiye ederim”[3] sözü de
bu çalışma için bir sebep teşkil etmiştir. Buhârî bu hususta “ hocamın bu sözü
içime işledi ve el-Câmiu’s-sahîh’i
yazmaya başladım”. Demiştir.
İmam Buhâri’nin bu sözlerinden ve eserin
telifinde izlenilen metodtan da anlaşıldığı üzere İmam Buhâri eserinde yalnızca
sahih hadisleri toplama gayesini gütmemiştir. Müellif eserinde fıkıh ilmine
temel oluşturmak üzere eserini fıkıh bablarını da ayrıntılı bir şeklide ele
alacak şekilde ele almış ve el-Camiu’s-sahîh’ini fıkıh ilminde huccet olarak kullanılmak üzere sahih
hadislerden oluşan bir eser olarak telif etmiştir. [4]
b)
Telif Metodu
İmam Buhâri eserine verdiği el-Câmi’us-sahîhu’l-musnedü’l-muhtasar min
umûr-i rasûlillah (s.a.v) ve eyyâmih isminden de eserini telif metodu
anlaşılmaktadır. Şöyle ki:
El-Câmi , ifadesiyle Buhâri eserini sadece belli başlı
fıkıh bablarından seçmemiş ve fezâil , megâzi , gelecek ve geçmişle ilgili
sahih hadislere de yer vermiştir.
Es-Sahîh , ifadesiyle kitabındaki bâb
başlıklarına uygun olan yalnızca sahih hadisleri aldığına delalet eder.
El-Müsned, ifadesiyle eserine yalnızca senedi
muttasıl olan hadisleri aldığını göstermektedir. Bunun dışındaki hadisler ister
muallak olsun ister mürsel veya munkat’ı olsun eserin asıl hadislerinden
olmadığını göstermektedir.
El-Muhtasar ifadesiyle Buhâri eserine aldığı hadisler konularıyla ilgili hadislerin sahih
olanlarından bir kısmını aldığını ve es-sahîh’te bulunan hadislerin bütün sahih hadisler olmadığı ve
bunun dışında birçok sahih hadisin varlığı ifade etmektedir.
Min umûr-i rasulillah (s.a.s) ve eyyâmih, ifadesinden de eserine aldığı hadisleri
sadece sünnetten değil Rasulullah’ın
hayatına ve megazisine dair hadisleri de ihtiva edeceğini ifade etmektedir.
2.
El-Câmi’us-sahîh’in Bâb Başlıklarını Tertibinin Özgünlüğü
İmam Buhâri’nin(ö.256/870) el-Câmiu’s-sahîh’indeki
hadisler 97 kitap ve 3730 bâbta
toplanmıştır. Bu bâb
başlıklarının tertibininin İmam Buhâri tarafından yazıldığı konusunda hiçbir
ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak bu tertibin ilk defa İmam Buhâri tarafından mı
kullanıldığını yoksa hocalarının
tertibinden mi alındığı noktasında farklı görüşler bulunmaktadır.
a)
Bâb başlıklarını tertip ederken hocalarını
aynen takip etmiştir.
Kirmâni bu görüştedir. O Buhâri’yi bâb başlıklarında tamamen hocasının tertibini
aldığını söyleyerek eleştirmiştir
b)
Bâb başlıkları ilk defa İmam Buhâri
tarafından tertip edilmiştir.
İbn Hacer el-Askalâni ise İmam Buhâri’nin eserindeki bâb başlıklarının
tamamen kendi ictihadı olduğunu, eğer bâb başlıkların tertibini İmam Buhâri
hocalarından aldığı düşünüldüğünde eserin bâb başlıklarının hiçbir kıymetinin
kalmayacağını, halbûki tüm muhaddisler tarafından Buhâri’nin bâb başlıkları açısından bu kadar kabul
görmesinin imkansız olacağını bildirmiştir.
c)
Bâb başlıklarında kendisinden önce telif
edilen eserlerden istifade etmekle beraber kendiside bunlara ilavelerde
bulunmuştur.
Bu görüşe göre ise İmam Buhâri eserinde
hem kendisinden önceki eserlerin
tasnifinden istifade etmiş hem de kendisi birçok ilaveler yaparak sentez
yapmış kendine has bir eser ortaya
çıkarmıştır. Fuat SEZGİN bu görüşü benimsemiştir. Fuat SEZGİN’e göre Buhâri bâb başlıklarında Muvatta’
dan ve o dönemdeki diğer eserlerden yararlanmıştır.
3.
El-Câmi’us-sahîh’in Bâb Başlıklarının Tertip Metodu
a)
Bâb başlıklarının vazedilmesi
El-Câmîu’s-sahîh’in bâb başlıklarının tertibinde İmam
Buhâri’nin önce bâb başlıklarının koyulup hadislerin bu başlıkların altında
uygun yerlere yazıldığı ve önce hadislerin yazılıp sonra bâb başlıklarının
koyulduğu hususunda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. İmam Buhâri’nin eserini
fıkıh ilminde delil olarak kullanılmak üzere yazıldığını savunanlar önce bâb
başlıklarının koyulduğunu, es-Sahîh’in sadece sahih hadisleri toplamak üzere telif edildiğini
kabul edenler ise önce hadislerin toplandığını ve toplanan hadislere uygun bâb
başlıklarının oluşuruluduğunu söylemektedirler. Kirmani (ö.786/1384) önce bâb
başlıklarının koyulduğunu kabul etmiş
buna delil olarakta bazı bâb başlıklarının altında hiçbir hadisin bulunmadığını
delil göstermiştir. İbn Hacer (ö 852/1448) ise bâb başlıklarının hadislerin yazımından
sonra koyulduğu görüşünü benimsemiştir.
b)
Bâb başlıklarının tertibi
İmam Buhâri (ö.256/870) el-Câmîu’s-sahîh’inde
bâb başlıklarının bir çok farklı sebeplere binanen tertip edildiği
gözlemlenmektedir. Bunları şöyle sıralayabiliriz.[5]
(1)
Hadislerle mana bakımından mutabık olan bâb başlıkları.
Bu tür bâb başlıkları ile bâb’da
zikredilen hadisler arasında tam bir uyum vardır. Mesela Kitab’un-nikah’ta
68. Bâb’ın başlığı “ bir koyunla da olsa düğün yemeği” olan Bâb
içerisinde Rasülullah’ın Abdurrahman b.Avf’a (ö.32/652)hitaben “ bir koyunla
da olsa düğün yemeği ver” hadisi yer almaktadır. Başlık ile hadis metni tam
bir uyum içerisindedir.
(2)
Hadis metninin tamamının veya bir kısmının bâb başlığı olarak
verilmesi
Bu tür bâb başlıklarında hadisin tam
metni veya bir kısmı bâb başlığı olarak verilmekle beraber. Bazen bâb
içerisinde bulunmayan hadislerden de başlık oluşturmuştur. Mesela Kitab’un-nafakat’ta
başlık olan hadis bu metni o bâbta mevcut olmayıp Kitabu’ul-ferâiz’in
içerisinde bulunmaktadır.
(3)
Bâb başlığında istifham edatı kullanılması.
Müellif bu tür bâb başlıklarını bir takım
sebeplerden dolayı kullanmıştır. Bu sebepler şunlardır:
(a)
Tercih veya araştırmaya muhtaç durumlar
(b)
Açıklanması gereken hususlar
(c)
Dikkat çekilmek istenen hususlar
(4)
Kendi şartına uymayan hadisin bâb başlığı olarak kullanılması
Buhâri bazı bâblarda kendi sahih
kriterlerine uymayan bazı hadisleri bâb başlığı olarak koymuş ve bu başlıkları
kendi şartlarına uyan hadislerle desteklemiştir.
(5)
Bir ayetin tamamının veya bir kısmının bâb başlığı olarak
koyulması.
Buhâri bu tür başlıkları en çok ” Kitab’ut-tefsir”de
kullanmıştır, diğer bölümlerde de bunlara örnekler vardır. Bazen bâb başlığı koymuş altında bablıkla
ilgili ayetler yazmış fakat hiçbir hadis yazmamıştır. Müellif ayetleri daha çok
bâb başlıklarını desteklemek için koymuştur.
(6)
Bir hukmün ilk başladığını veya bir olayın zuhurunun bâb
başlığı olarak kullanılması
İlk ezanın ne zaman okunduğu veya ilk
vahyin ne zaman geldiğini bildiren bablar bu bâblara örnek teşkil etmektedir.
(7)
Sahabe veya tabiûn sözünün bâb başlığı olarak kullanılması .
(8)
“Şöyle diyenlerin
bâbı” veya “ Şu görüşü savunanların bâbı” şeklindeki bâb başlıkları
Müellif bu tarz başlıklarda belli bir
grubun veya mezhebin görüşlerini belirtmek için koyulmuştur. Başlıkların altına
bazen kendi görüşünün de olduğu hadisleri bazen kendi görüşünü belirtmeyen
hadisleri ve sözleri de almıştır.
(9)
Şart ve cevap şeklindeki bâb başlıkları
(10)
Hadislerden hüküm çıkararak koyduğu bâb başlıkları
Bu tür başlıklar İmam Buhâri’nin müçtehid
olduğunun işaretidir. "باب الأهل العلم و الفضل احق بالامامة “ babında Buhâri bâbta yer alan hadislerden çıkardığı hükmü bâb
başlığı yapmıştır.
(11)
Bâb başlığı koyulmuş ancak altında hadis bulunmayan bâb
başlıkları
Kitab’ul-cihad’ın
118. Başlığı “باب الخروج فى الفزع وحده “ “
korku anında yalnız başına çıkma bâbı” altında hiçbir hadise veya sahabe
ile tabiûn sözüne yer verilmemiştir.
(12)
Sadece “Bâb” şeklinde bulunan başlıklar.
(13)
Muallak hadislerden meydana gelen bâb başlıkları.
Ta’lîk İmam Buhâri’nin (ö.256/870) Sahih’ine
has özelliklerindendir. İmam Buhâri’nin bâb başlıklarında verdiği bu muallak
hadisler bazı muhaddisler tarafından eleştirilmiş ve el-Câmî’us-sahîh’in
bir nakısası olarak addedilmiştir. 1341 adet olan muallak hadislerin genel olarak
muhaddisler tarafından es-Sahih’in güvenilirliğine halel getirmeyeceği
kanaatindedirler. Bazı imamlar bu hadislerin getirilmesine başlıca dört sebep
zikretmişlerdir. Bu sebepler şöyle sıralanmıştır.
(a)
Bu hadisler sika ravilerin muttasıl
rivayetleriyle maruf olan bir hadistir .İmam Buhâri, bâb başlığı olarak bu
hadisi delil olarak zikretme gereği hissettiği zaman, ihtisar olmak üzere
isnadını vermeye gerek görmemiştir. Çünkü hadis isnadıyla maruf bir hadistir.
(b)
Bazı hadislerin İmam Buhâri tarafından
mükerrer olarak zikredildiği bilinen bir
husustur.Bir bâb içinde senediyle zikredilen hadis başka bir yerde bâb başlığı
yapılacaksa tekraren sened zikretmeye gerek görülmemiştir.
(c)
Muallak olarak bâb başlığı yapılan hadisin
senedinde Buhâri’nin sahih şartlarına
uymayan bir ravi olma ihtimali vardır. Eğer Buhâri mevzuu ile ilgili kendi
şartlarına uymayan bir hadis bulamadıysa mevzu ile alakalı olan hadisin
senedindeki uygun olmayan raviyi zikretmemek için senedi tamamen veya o ravinin
şeyhine kadar olan kısmını hazfetmiştir.
(d)
Bir görüşe göre muallak hadisler İmam
Buhâri’nin vicade yoluyla aldığı hadislerdir.[6]
4.
El-Câmi’us-sahîh’in
Bâb Başlıklarını İnceleyen Eserler
El-Câmî’us-sahîh’in bâb başlıklarını inceleyen ve günümüze ulaşan eserlerden
bazıları şunlardır.
a)
المتواتر على ترَاجم البخارى (el-Mütevatiru
al’a terâcim’il-Buhâri) isimli eser Nasiruddin Ebu’l-Abbas Ahmed b.Vâcihüddin Muhammed b. Mansur b.Münir el-İskender’i
(ö.683/1284) tarafından telif edilmiştir.
b)
ترجأمان التراجم على ابواب
البخارى
(Tercuman-it-terâcîm al’â ebvâb-il-buharî isimli eser İbni Ruşeyd el-Fihrî es-Sebtî (ö.721/1321) tarafından telif edilmiştir.
c)
رسالة شرح تراجمي صحيح البخارى (Risalet’ü terâcim-i sahîh-i Buhârî) isimli eser
Şah Veliyullah olarak meşhur olan Ahmed b.Abdirrahim (ö.1176/1762) tarafından
telif edilmiştir
B.
“Risalet-ü şerhu terâcim-i ebvab-il-buhârî” İsimli
Eserin İncelenmesi
1.
Eserin Müellifi Hakkında Genel Bilgi
Hindistan’ın büyük alimlerindendir.
Tefsîr, hadîs, kelâm, tasavvuf ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, Ahmed bin
Abdürrahîm bin Vecîhüddîn, künyesi Ebü'l-Feyyâz, Ebû Abdullah ve Ebû
Abdülazîz’dir. Soyu, baba tarafından hazret-i Ömer’e, anne tarafından ise
hazret-i Hüseyin’e ulaşır. Lakabı Kutbüddîn, Şâh Veliyyullah ve Şâh Sâhib;
nisbesi ise Hindî, Dehlevî ve Fârûkî’dir. Daha çok Şâh Veliyyullah Ahmed
Sâhib-i Dehlevî diye tanınır. 1702 (H.1114) senesi Şevvâl ayında Hindistan’ın
Delhi şehrinde doğdu. 1762 (H.1176) senesi Muharrem ayının yirmi dokuzuncu günü
öğleden sonra orada vefât etti. Şehrin dışında, bugün Mehdiyân diye bilinen
yerde, babasının yanında medfûndur. Kabri belli olup, ziyâret edilmektedir.
Arapça ve farsça lisânlarında güzel
eserler verdiği gibi, şiirler de yazan Şâh Veliyyullah’ın eserlerinden bâzıları
şunlardır: 1) Feth-ür-Rahmân fî Tefsîr-il-Kur’ân, 2) El-Fevz-ül-Kebîr fî
Usûl-it-Tefsîr, 3) El-İ’tikâd-üs-Sahîh, 4) Te’vîl-ül-Ehâdîs fî Rümûz-i
Kısâs-ül-Enbiyâ, 5) El-Müsevvâ min-el-Muvattâ’, 6) El-Musaffâ fî Şerh-i Muvattâ’,
7) Şerh-i Terâcîm-i Ebvâb-i Sahîh-i Buhârî, 8) Huccetullah-il-Bâliga, 9)
İzâlet-ül-Hafâ an Hilâfet-il-Hulefâ, 10) El-Büdûr-ul-Bâziga, 11)
Et-Tefhimât-ül-İlâhiyye, 12) El-Hayr-ül-Kesîr, 13) Füyûz-ul-Haremeyn, 14)
Ikd-ül-Cîd fî Beyân-ı Ahkâm-il-İctihâd vet-Taklîd, 15) El-Belâg-ül-Mübîn, 16)
Es-Sâf fî Beyân-il-İhtilâf, 17) Kurret-ül-Ayneyn fî Tafdîl-iş-Şeyhayn, 18)
Ed-Dürr-üs-Semîn fî Mübâşşerât-in-Nebiyy-il-Emîn, 19) Heme’ât, 20)
Eltâf-ül-Kuds, 21) El-Kavl-ül-Cemîl fî Beyân-ı Sevâ-is-Sebîl, 22) Enfâs-ül-Ârifîn,
23) İnsân-ül-Ayn fî Meşâyih-il-Haremeyn, 24) El-İntibâh, 25) El-Erba'în, 26)
El-Makâlet-ül-Vad’iyye fin-Nasîhatı vel-Vasiyye, 27) El-İnsâf fî
Sebeb-il-ihtilâf.
2.
Eserin İncelenmesi
a)
Eserin mukaddimesi
Müellif
Ahmed b.Abdirrahim ed-Dihlevî Risalet’ü terâcim-i sahîh’il-buhârî isimli,
İmam Buhârî’nin el-Câmî’us-sahîh’inin bâb başlıklarını incelemek üzere ele aldığı eserinin
mukaddimesinde el-Câmî’us-sahîh’in o döneme kadar yazılmış en güzel eser
olduğunu ifade etmiş bu hususta eserinde
şöyle söylemiştir:” "Hadîs ehlinin hadîs
ilminde İlk defa müdevven hâle getirerek
tasnif eyledikleri kitâblar dört fende olmuştur: Biri sünnet fennidir. Ben
bununla fıkıh denilegelen ilmi kasdediyorum. Mâlik (179/795)'in Muvattâ'ı ve
Sufyân es-Sevrî (160/776)'nin Cami'i gibi. İkincisi, tefsir fennidir; İbn
Curayc (150/767)'in kitabı gibi. Üçüncüsü, siyer fennidir; Muhammed ibn îshâk
(151/768)'ın kitabı gibi. Dördüncüsü, zühd ve rikaak fennidir; Abdullah ibnu
Mübarek (181/797)'in kitabı gibi.
İşte İmam Buharı bu dört fenni bir kitâbda toplamak ve buna da
ancak kendinden önceki ve kendi zamanındaki âlimlerin sahih hükmünü
verdikleri hadîsleri seçip almak ve sâdece merfû', müsned hadîsleri ayırıp
yazmak istedi“
Müellif ed-Dihlevi, Eserde yer alan diğer
haberlere yani sahabe ve tabiûn sözlerinin ise esere asıl malzeme olarak değil
fer’i olduğunu , yani aslı destekleyen yardımcı unsurlar olduğunu ifade
etmektedir. Yine müellif ed-Dihlevi İmam Buhârî’nin eserinde kullandığı bâb
başlıklarının çoğunda hadislerden hüküm istinbat ettiğini ve bir fıkıh metodu
ortaya koyduğunu ve böyle bir taksimata daha önce kimsenin başvurmadığını
söylemektedir.
Müellif ed-Dihlevi (ö.1176/1762)
el-Câmi’us-sahîh’in kitab ve bâb
başlıklarının bir çok bölümlere ayrıldığını ifade etmiş ve bunları on dört
başlık altında incelemiştir.
b)
Ed-Dihlevi’nin el-Câmî’us-sahîh’in bâb başlıklarını
sınıflandırması
Ed-Dihlevî eserinde bab başlıklarını on dört başlık
altında toplar ve “ İşte bu Buhârî'nin el-Câmi'u's-Sahîh'ini okumak ve anlamak İsteyen
için ezber edilip iyice bilinmesi zarurî olan bir mukaddimedir” der.
(1)
Buhârî (ö.256/870), kendi şartları üzere olmayan bir merfû' hadîsi bâb başlığı
yapar ve o bâbda, kendi şartı üzere olan hadîsi bu bâb başlığına şâhid olarak
zikreder.
(2)
Hadîsten istinbât ettiği bir mes'eleyi bâb başlığı yapar.
Bu istinbât, hadîsin nassından veya
işaretinden yada umûmundan veya imasından istinbat olur.
(3)
Önce
gidilmiş olan bir mezhebi (bir görüşü) bâb başlığı yapar ve bâbda, şâhid olma
nev'inden ona delâlet edecek olan hadîsi yazar. Hadîs bu mezhebin tercih
edilmesine kesinlik ifade etmeksizin bir dereceye kadar bu mezhebin şahidi
(delili) olur.
(4)
Kendisinde birçok hadîslerin ihtilâf ettiği bir mes'eleyi
bâb başlığı yapar. Ardından
ihtilâflarına rağmen bu hadîsleri getirir. Bunu, kendisinden sonra
mes'elenin çözümünü fakîhe yaklaştırmak
için yapar.
(5)
Deliller bir biri ile
çatıştığında her bir delili bir mevzuya hamletmek ve iki delilin arasını bulmak
ister, böyle olduğunda hamlettiği mevzuyu bâb başlığı yapar.
(6)
Buhârî, bazen bir bâbda birçok hadîsleri toplar.
Bunlardan her biri bâb başlığına delâlet etmektedir.Sonra bab içindeki başka
bir hadiste başka bir başlığa delalet eden bir hadis olur ve bu hadisin üzerine
de bâb alameti koyar.
(7)
Buhârî, bazen muhaddislerin "bi-hâzâ'l-isnâdi bu isnâd ile" sözü yerine "bâb"
lâfzını yazar. Bu, bir isnâdla iki hadîs geldiği yerdedir.
(8)
Buhâri, bazen insanlardan bâzısının izinde gitmekte oldukları
müctehidlerden birinin mezhebini (görüşünü) bâb başlığı yapar, veya kendisi
katında sabit olmamış bir hadîsi bâb unvanı yapar da, sonra bu mezhebin veya
hadîsin hilâfına istidlal edeceği hadîsi getirir.
(9)
Buharı, bâb başlıklarının çoğunda,
hadîs tarîklerinin işaretlerinden vakıaların ve hâllerin hususiyetlerini
İstinbât etmelerinde, siyer ehlinin yoluna gider. Fakîh kimse, bu fenne âid
mümâresesi olmadığı için bu durumdan hayret edebilir. Velâkin siyer ehlinin (ve
tarihçilerin) bu hususiyetleri tanımaya şiddetli bir i'tinâ ve dikkatleri
vardır.
(10)
Buhârî bazen, istenen
mes'eleye uygun hadîs hatırlamaya devamlı alıştırma yaptırmayı kasdeder ve hadîs talibini bu nev'e rehberlik eder.
(11)
Buhârî bâbların başlıkları
içinde, Kur'ân'ın garîb lâfızlarının şerhi, sahâbîlerin haberlerinin zikri ve
muallak hadîsler nev'inden pek çok ilim dağıtmıştır. Bazen hadisin kendi lâfzı bâb başlığına delâlet etmeyen bir hadîs
zikreder, lâkin o hadîsin birçok tarîkleri vardır; tarîklerinin bâzısı bâb
başlığına işâret eder veya hadisin umûmî
manası bab başlığına işaret etmektedir. O, bu hadîsi zikretmekle, hadîsin bu
tarîk ile kuvvet kazanacağı sahih bir aslı bulunduğuna işaret etmiş olur. Bu
gibi şeylerden, çok maharetli hadîscilerden başkaları faydalanamazlar.
(12)
Buhârî, çok defa zahiren az
faydalı görünen bir husus için bâb başlığı yazar, lâkin mütefekkir olan kimse
bunun hakikatini araştırdığı zaman faydasına nail olur: “Kişinin, biz namaz
kılmadık demesi babı" sözü gibi. Çünkü Buhârî
bununla, böyle söylemeyi kerih görenleri redde işaret etmiştir.
(13)
Buhârî (ö.256/870) çok defa kitâb ve sünnetten
akıl ile anlaşılan âdabı, bir nevi' istidlal ile ve Peygamber (S.a.v) zamanında
mevcûd olan âdetler ile ortaya çıkarır.
(14)
Buhârî çok kere hadîsin şâhidlerini âyetlerden, âyetin
şâhidlerini de hadîslerden getirir. Bunu da birbirlerine yardım etmeleri ve bâzısının
önünde bâzı mücmellerin (anlaşılmaz şeylerin) yakîn ve tahkik açısından görünmesi için yapar. Böylece nıuhaddisin
"Bu âmm ile murâd, mahsûstur", yâhud "Şu hâss ile murâd edilen,
âmm’ındır" kavli ve benzerleri gibi olur.
Eserde bab
başlıkları yukarıda izah edildiği şeklinde
on dört ana başlıkta toplanmış ve bâb başlıklandırma nev’ilerindeki incelik ve
nüktelerin bazılarının tüm okuyucular
için geçerli olmayacağını ifadet etmiş, bazı başlıkların çok maharetli
hadisçiler için faydalı olacağını (11.madde gibi), bazılarından ise sadece âdab
kitaplarına aşina olanların istifade edeceğini bildirmiştir.(madde 13 )
c)
Ed-Dihlevi’nin el-Câmî’us-sahîh’in bâb başlıklarını hakkındaki incelemeleri.
Müellif ed-Dihlevi eserinin asıl bölümünü oluşturan bu kısımda el-Câmi’us-sahîh’in
bablarını gerek gördüğü yerlerde kitabına almış bazen birkaç satır, bazen de bir sayfaya yakın
değerlendirmelerde bulunmuştur. Bu değerlendirmeler bazen bâb içerisinde geçen
hadisin izahı şeklinde olmuştur. Mesela :
“Bâbu hubbi’r-rasüli min’el-iman”
bahsinde “ لايؤمن احدكم حتى اكون احب اليه من والده و ولده" hadisindeki valid (ana,baba)
kelimesinin veled (evlatlar) kelimesinden önce gelmesinin sebebi izah edilmiş
ve herkesin anne ve babasının olduğu fakat herkesin evladının olmaması sebep
gösterilmiştir.
Bazen de başlığın ifade ettiği mana
tefsir edilmiştir. Mesela:
“Bab’u halâvet’il-imân” bahsinde
imanın halâveti olarak ibadetten lezzet alma ve dindeki meşakkatler tahammül
etmek olarak tefsir edilmiştir.
Müellif bazen bâb başlığını fıkhi yönüyle
açıklamıştır. Mesela:
“Bab’ül-mazmazati v’el-istinşak”
bahsinde mazmaza ve istinşak’ın dinen vücub yoluyla veya sünnet yoluyla taleb
edilen fiiller olarak izah etmiştir.
Burada vacip veya sünnet olması fiilin
gusül veya vudu’ (abdest) esnasında olmasına göre değişmesine işaret edilmiş
veya mazmaza ve istinşak’ın mezhepler arasındaki hüküm farkına işaret
edilmiştir.
Müellif bazen bâb başlığında ifade edilen
hükmün ihtilaflı olduğuna dair izahat vermiştir. Mesela:
“Bâb’u gasl’ür-racüli maa’ imraetihi” şeklinde koyulan bâb başlığına müellif fıkhi
bir yorum getirmiş ve kişinin hanımı ile
beraber gusletmesinin hükmünün caiz
olduğunu ancak bazıları bunun hilafına hüküm verdiğini bildirmiştir.
Müellif bazen bâb başlıklarındaki mücmel bir
kelimeyi izah eder. Mesela:
“Bâb-u itmâm’it-tekbir f’ir-rukui”
bahsinde “itmam” kelimesi “ ityan” kelimesiyle tefsir edilmiştir.
Müellif bazı
bâblardaki fıkhi meseleyi uzun uzun incelemiş ve mezheb imamlarının bu konudaki
görüşlerini bildirmiştir. Mesela :
“Kitab’ut-taksîri l’is-salati” bahsinde sefer hükümlerini
geniş bir şekilde ele almıştır.
Eserde 29’u kitab, 384 tanesi bâb başlığı
olmak üzere toplam 413 başlık ele alınmıştır. El-Câm’us-sahîh’te 97
kitap ve 3730 bâb olduğuna göre Müellif ed-Dihlevi eserine alarak azda olsa
değerlendirmeye tabii tuttuğu bablar
el-Câmi’us-sahîh’in yaklaşık onda birine tekabül etmektedir.
Eserin sonunda müellif Ahmed b.Abdirrahim
Veliyyullah ed-Dihlevî (1176/1762)‘nin hayatını anlatan bir bölüm
bulunmaktadır.
Sonuç
Kütüb’ü sitte’nin birinci kitabı olan ve İslam
dünyasında Kuran’ı Kerim’den sonra en sahih olarak kabul edilen büyük
muhaddis İmam İmam Ebu Abdullah Muhammed
İbn İsmâ’il el-Buhârî el-Cûfî’nin en önemli eseri el-Cami’us-sahîhu’l-musnedu’l-muhtasar
min umûri rasuli’llah ve eyyâmih’inde yapmış olduğu tasnif ve bâb
başlıklarının tasnifi ile kendinden önceki musannıfların al’el-ebvab tasnifleri içerisinde çok önemli
bir yer tutmuş ve al’el-ebvâb tasnif sistemini zirvesine ulaştırmıştır. İmam
Buhâri’nin eserinde yapmış olduğu bu bâb başlığı tasnif sistemi, kendisinden
sonraki Hadis İmamları için de bir model olmuş el-Cami’us-sahîh’ten
sonra telif edilen tüm kitaplarda bu tasnif sistemi takip edilmiştir.Bu tasnif
sistemini inceleyen muhaddisler el-Cami’us-Sahih’deki bu tasniften yola çıkarak İmam Buharî’nn
yalnızca sahih hadisleri toplamak gibi bir gaye gütmediğini, kendi dönemine
kadar telif edilmiş kitaplarda binlerce sahih, mürsel, muallak ,zayıf hadisler
olduğunu ve bu hadis koleksiyonları ile fıkhi hüküm vermenin zorluğundan
dolayı, fakihlere yol gösterecek bir eser yazdığını öne sürmüşlerdir.
”Buhârî’nin fıkhı bâb başlıklarındadır”
sözü de İmam Buhâri’nin eserini fıkıh temelli yazdığının işaretidir.
İmam
Buhari’nin el-Cami’us-sahîh’indeki Bâb başlıkları birçok müellif
tarafından incelenmiş bu konuda bir takım eserler telif edilmiştir.
KAYNAKÇA
Babanzade, Ahmet Naim, (Yayına hazırlayan: Hasan Karayiğit), Hadis
Usulü ve Istılahları, İstanbul 2010
__________”Buhârî Muhammed b.İsmâil”, DİA, VI,
Çakan, İsmail Lütfi, Hadis Edebiyatı, İstanbul 2012
Ebu Zehv Muhammed,(Çeviren: Selman Başaran, M.Ali Sönmez) , Hadis
ve Hadisçiler, İstanbul 2007
El-A’zami, Muhammed Mustafa, Hadis Metedolojisi ve Edebiyatı,
İstanbul 2010
Koçyiğit,
Talat, Hadis Usulü , Ankara 1997
Toksarı,
Ali,Sahih’ul-buhârî’nin bâb başlıklarının özellikleri ve değeri, Buhari
Kongresi Tebliğleri, Kayseri 1987
Yardım, Ali,Hadis I-II,
İstanbul 2012
[1][1]
Ebu Zehv , Muhammed, (tercüme: Selman Başaran, M.Ali SÖNMEZ) Hadis ve
Hadisçiler, s.374
[2] Koçyiğit,
Talat, Hadis Usulu, s.296
[3] Ebu
Zehv, Muhammed, (tercüme: Selman Başaran, M.Ali SÖNMEZ) Hadis ve Hadisçiler,
s.398-399
[4] Ebu
Zehv, Muhammed, (tercüme: Selman Başaran, M.Ali SÖNMEZ) Hadis ve Hadisçiler,
s.405
[5] Toksarı,
Ali, Sahih’ul-buhârî’nin bâb başlıklarının özellikleri ve değeri, Buhari
Kongresi Tebliğleri, Kayseri 1987’den istifade edilmiştir.
[6] Koçyiğit,
Talat, Hadis Usulü,Ankara-1997,s.67
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder